to annoy

listen to the pronunciation of to annoy
Englisch - Türkisch
baş ağrıtmak
can sıkmak
rahatsız etmek

Seni rahatsız etmek istemedim. - I didn't want to annoy you.

Tom bunu sadece Mary'yi rahatsız etmek için yapıyor. - Tom is doing that just to annoy Mary.

{f} kızdırmak

O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor. - She is doing that only to annoy him.

Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur. - Facebook always finds a way to annoy promoters.

sinirlendirmek
can sıkmak
{f} canını sıkmak
sinirini bozmak
gıcık etmek
taciz etmek
sataşmak
huzursuz etmek
sinir etmek
sinir bozmak
sıkıntı vermek
acılaştırmak
shit
aşağılık herif
annoy
dalına basmak
annoy
can sıkıcı

Bu gerçekten can sıkıcı. - It's really very annoying.

Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler. - My friends always say I'm too calm, but my family always says I'm too annoying.

annoy
sırnaşmak
annoy
izaç etmek
annoy
rahatsızlık
annoy
sinirlendir

Erkek kardeşlerini sinirlendiriyor musun? - Do you annoy your brothers?

Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor. - The noise of city life annoys me greatly.

annoy
üzüntü
annoy
annoying sinirlendirici
annoy
annoyance sıkıntı
annoy
rahatsızlık vermek
annoy
usandırmak
annoy
rahatını bozmak
annoy
sinirine dokunmak
annoy
sıkmak

Canımı sıkmak için hataları kasıtlı olarak yaptı. - He made mistakes on purpose to annoy me.

O bütün gün canımı sıkmaktan başka bir şey yapmaz. - She does nothing but annoy me all day long.

annoy
rahatını kaçırmak
annoy
başını ağrıtmak
annoy
huylandırmak
annoy
kızdır

Tom Mary'yi kızdırıyor. - Tom is annoying Mary.

Beni kızdırmaya başlıyorsun. - You're starting to annoy me.

annoy
uğraştırmak
shit
{i} boktan durum
shit
sıç

Bir çok insan için hayatın anlamı üç kelime ile uyar: YSU - ye, sıç, uyu. - The meaning of life for most people fits into three letters: ESS - eat, shit, sleep.

Sanırım kendime sıçacağım. - I think I'm gonna shit myself.

annoy
baş ağrıtmak
shit
saçmalık
shit
sıçıp batırmak
shit
bok

Bok ye - milyonlarca sinek yanılıyor olamaz. - Eat shit — millions of flies cannot be wrong.

Iyyy, bu bok gibi kokuyor! - Yuck, that smells like shit!

shit
bok herif

O karalayıcı bok herifi tekrar duymak istemiyorum! - I never want to hear that slanderous shit again!

shit
bir boka yaramaz kimse
shit
Allah kahretsin!
shit
haşiş
shit
zırva
shit
sıçmak
shit
esrar

Hayır, adamım, bu esrar birinci sınıftır. - Yo, man, this shit is top notch.

hack off
baltayla kesmek
shit
{f} dışkılamak
shit
(Argo) allah kahretsin abi ya!
shit
kaba bok
cheese off
(Konuşma Dili) bezginlik duymak
shit
(fiil) sıçmak, kaka yapmak, dışkılamak
Englisch - Englisch
vex
bug
noie
shit

That ad shits me to tears.

hack off
cheese off

Sony management . . . is 'fixing' one part of the triangle at the cost of the other two. This cheeses off software makers more than you can imagine, and it also cheeses off customers.

To do something to upset or anger someone; to be troublesome

Connie liked to annoy her brother by using him as a leg rest.

That which causes such a feeling

The home far and away, the distance where lives joy, / The cure, at once and ever, of world and world's annoy .

To disturb or irritate, especially by continued or repeated acts; to bother with unpleasant deeds

Marc loved his sister, but when she annoyed him he wanted to switch her off.

To molest; to harm; to injure
twist someone's balls
{v} to incommode, injure by continued or repeated acts
{n} injury, jurt, molestation
A feeling of discomfort or vexation caused by what one dislikes; also, whatever causes such a feeling; as, to work annoy
cause annoyance in; disturb, especially by minor irritations; "Mosquitoes buzzing in my ear really bothers me"; "It irritates me that she never closes the door after she leaves"
{f} bother, harass, irritate
To disturb or irritate, especially by continued or repeated acts; to tease; to ruffle in mind; to vex; as, I was annoyed by his remarks
A feeling of discomfort or vexation caused by what one dislikes
To molest, incommode, or harm; as, to annoy an army by impeding its march, or by a cannonade
If someone or something annoys you, it makes you fairly angry and impatient. Try making a note of the things which annoy you It annoyed me that I didn't have time to do more reading It just annoyed me to hear him going on. see also annoyed, annoying = irritate. to make someone feel slightly angry and unhappy about something = irritate (enuier, from inodiare, from odium; ODIOUS)
to annoy
Favoriten