to allow the force of; to value; to care for

listen to the pronunciation of to allow the force of; to value; to care for
Englisch - Türkisch

Definition von to allow the force of; to value; to care for im Englisch Türkisch wörterbuch

force
zorlamak

Gitmen için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to go.

Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum. - I don't want to force you to do that.

force
{f} baskı yapmak
force
{i} kuvvet

Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın. - Act too forcefully and you'll start a war.

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

force
{i} güç

Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur? - What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?

Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu. - The Japanese military forces seemed too strong to stop.

force
{f} sıkıştırmak
force
{i} kudret
force
{i} şiddet
force
{i} yürürlük

Bu kanun hâlâ yürürlükte mi? - Is that law still in force?

Onlar geri yürürlükte olacak. - They will be back in force.

force
angarya
force
(Politika, Siyaset) yasadışı şiddet
force
baskı

Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı. - Public pressure forced the army to act.

Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı. - I was forced to sign my name.

force
(ısı vererek bitkiyi) vaktinden önce olgunlaştırmak
force
inandırma gücü
force
{i} yığın
force
{f} ırzına geçmek
force
tazyik
force
{i} etki

İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir. - Persuasion is often more effectual than force.

force
fors majör
Englisch - Englisch
force
to allow the force of; to value; to care for
Favoriten