to allow or admit by way of supposition

listen to the pronunciation of to allow or admit by way of supposition
Englisch - Türkisch

Definition von to allow or admit by way of supposition im Englisch Türkisch wörterbuch

give
(isim) uysallık, yumuşaklık, esneklik
give
(fiil) vermek, hediye etmek, uçlanmak, ödemek, düzenlemek, yapıvermek, esnemek, gitmek
give
{f} (gave, giv.en)
give
{f} sebep olmak: Her presence gives him pleasure. Varlığı ona mutluluk veriyor. It gave him a shock. Onu şoke
give
dogruluğunu kabullenmek
give
{i} uysallık
give
itiraf

Mary telefon numarasını Tom'a verdiğini itiraf etti. - Mary confessed that she had given Tom her phone number.

Şüpheli suçunu itiraf edene kadar üçüncü dereceden suçlu sayıldı. - The suspect was given the third degree until he confessed his crime.

give
bahşetmek
give
koku

Bu kır çiçeklerinden hoş bir koku yayılıyor. - These wild flowers give off a nice smell.

Çiçekler güçlü bir koku yayarlar. - The flowers give off a strong odor.

give
bitmek
give
bel vermek
give
eğilmek
give
doğruluğunu kabullenmek
give
{i} esneklik
give
{f} gitmek

Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin? - I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?

give
give a good account of oneself iyi davranmak
give
{f} düzenlemek
give
{f} esnemek
Englisch - Englisch
give
to allow or admit by way of supposition

    Silbentrennung

    to al·low or ad·mit by way of sup·po·si·tion

    Türkische aussprache

    tı ılau ır ıdmît bay wey ıv sʌpızîşın

    Aussprache

    /tə əˈlou ər ədˈmət ˈbī ˈwā əv ˌsəpəˈzəsʜən/ /tə əˈlaʊ ɜr ədˈmɪt ˈbaɪ ˈweɪ əv ˌsʌpəˈzɪʃən/
Favoriten