Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.
- We had to cooperate with each other.
Tom'a işbirliği yapmak için ne karar verdirdi.
- What made Tom decide to cooperate?
Tom işbirliği yapmak için istekli.
- Tom is willing to cooperate.
İşbirliği yapmanı öneririm.
- I suggest you cooperate.
Tom işbirliği yapmak için istekli.
- Tom is willing to cooperate.
İnsanlar işbirliği yaptığında daha fazlasını elde ederler.
- People achieve more when they cooperate.