to afford suitable sustenance

listen to the pronunciation of to afford suitable sustenance
Englisch - Türkisch

Definition von to afford suitable sustenance im Englisch Türkisch wörterbuch

soul
{i} ruh

Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür. - A man's body dies, but his soul is immortal.

Lanet olası bir ruh yoktu. - There was not a bloody soul.

soul
ta kendisi
soul
can

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

soul
kişi

Tom çok cesur bir kişidir. - Tom is a very brave soul.

Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin. - You're a brave soul if you want to climb the Urals.

soul
temel direk
soul
zencilere ait
soul
soul
soul
canlılık
soul
simge
soul
kişi/ruh
soul
soul food Güneyli zencilere özgü yemek
soul
{i} timsal
soul
{i} gerçek duygu, içtenlik
soul
{i} (bir şeyin) ta kendisi: He's the
soul
hissiyat
soul
zenci müziğinin uyandırdığı heyecan veya his
soul
{i} kimse

Biz kimseye söylemedik. - We didn't tell a soul.

Biz yardım etmek zorunda olduğumuz fakir kimseye ulaştık. - We reached the poor soul we had to help.

soul
{i} öz

Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur. - Individual freedom is the soul of democracy.

Englisch - Englisch
soul
to afford suitable sustenance

    Silbentrennung

    to af·ford sui·ta·ble sus·te·nance

    Türkische aussprache

    tı ıfôrd sutıbıl sʌstınıns

    Aussprache

    /tə əˈfôrd ˈso͞otəbəl ˈsəstənəns/ /tə əˈfɔːrd ˈsuːtəbəl ˈsʌstənəns/
Favoriten