Almanca konuşmak istiyorum.
- I want to speak German.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
- Speaking English is not easy.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
- I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
- Frankly speaking, I don't agree with you.
John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
- John can't speak French well.
Japonca konuşamıyorum.
- I don't speak Japanese.
Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.
- The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
- What can I do to sound more like a native speaker?
O, hem İngilizceyi hem de Fransızcayı çok iyi konuşabilmektedir.
- He can speak both English and French very well.
İsviçrelilerin çoğunluğu üç ya da dört dil konuşabilmektedir.
- The majority of the Swiss can speak three or four languages.
Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum.
- I just wish I knew how to speak French.
Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi.
- Tom wanted to know if I could speak French.