Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Senin yanına oturabilir miyim?
- May I sit next to you?
Nerede oturmak istiyorsun?
- Where do you want to sit?
Tom her zaman ön sırada oturmak ister.
- Tom always wants to sit in the front row.
I sat me weary on a pillar's base, / And leaned against the shaft.