Dünya'da böyle çok insan vardır. Normalde onlar cesur değildir. Hava karardıktan sonra, onlar cesur olur.
- There are many people like this in the world. Normally, they're not brave. After getting drunk, they turn brave.
Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.
- We can normally conceal our thoughts from others.
Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.
- Normally, we don't do that in Spain.
Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.
- The only thing on the table that I normally wouldn't eat is that stuff on the yellow plate.
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.
- Lightning normally accompanies thunder.
He was abnormally agitated, she only normally so.