O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
O kadar fazla ödemeye param yetmez.
- I cannot afford to pay so much.
Sizi çok güldürecek ne oldu?
- What happened to make you laugh so much?
Para için o kadar çok kaygılanma.
- Don't worry about money so much.
Para için o kadar çok kaygılanma.
- Don't worry about money so much.
O kadar çok sigara içmemeni tercih ederim.
- I'd rather you didn't smoke so much.
Keşke bacağım bu kadar çok acımasa.
- I wish my leg didn't hurt so much.
Keşke bu kadar çok sigara içmesen.
- I wish you wouldn't smoke so much.
Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to a degree.
Identical twins are so much alike, it is difficult to identify them.