to-be

listen to the pronunciation of to-be
Englisch - Türkisch

Definition von to-be im Englisch Türkisch wörterbuch

exist
{f} var olmak
exist
var ol

Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz? - Do you believe ghosts exist?

Ben, hayaletlerin var olduklarına inanmıyorum. - I don't believe that ghosts exist.

exist
kalmak
exist
varolma
exist
yaşama

Eğer alkol olmasa, hiç birimiz yaşamayız. - If it wasn't for alcohol, none of us would exist.

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

exist
baki olmak
exist
yaşa/var ol
exist
bulunur

Bu tür köpek sadece Japonya'da bulunur. - This kind of dog exists only in Japan.

Apotik veya “gece yarısı” bölgesi 1.000 metrenin altındaki derinliklerde bulunur. Güneş ışığı bu derinliklere nüfuz etmez ve bölge karanlıkta kalır. - The aphotic, or “midnight,” zone exists in depths below 1,000 meters. Sunlight does not penetrate to these depths and the zone is bathed in darkness.

to be
kalmak

Yalnız kalmak istiyorum. - I don't like to be alone.

Tom amacının geç kalmak olmadığını söyledi. - Tom said that he didn't mean to be late.

to be
var olmak
exist
olmak

Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar. - Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.

exist
yaşamak

Kıt kanaat yaşamaktan usandım. - I'm sick of this hand-to-mouth existence.

exist
bulunmak

İngilizce Q, W ve X harfleri bulunmaktadır. - The letters q, w and x exist in English.

exist
hayatta kalmak
exist
mevcut olmak
exist
yaşamını (güç koşullar altında) sürdürmek
to be
ol
to be
olmayı
to be
ettirme
to be
alına
to be
olurun
to be
konun
to be
kona
to be
olmaya
to be
beyi
to be
alından
to be
yedirilmek
to be
eskisi gibi the way it used
Englisch - Englisch
The future, that which is to come
{f} exist
ser
to-be
Favoriten