Ben bu bardakları sevmiyorum, onları masada tercih ederim.
- Diese Tassen gefallen mir nicht, die auf dem Tisch gefallen mir besser.
Ben bu bardakları sevmiyorum, onları masanın üstünde tercih ederim.
- Diese Tassen gefallen mir nicht, die auf dem Tisch gefallen mir besser.
Tom ve Mary öğle yemeklerini yerken boyanmamış bir piknik masasında oturdular.
- Tom and Mary sat at an unpainted picnic table eating their lunch.
Tom yemek masaya konur konmaz yedi.
- Tom ate as soon as the food was put on the table.