Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.
- He gave a tip as a sign of gratitude.
Yurt dışına gittiğinizde, bahşiş vermenin gerekli olduğunu aklınızda tutsanız iyi olur.
- When you go abroad, you'd better keep in mind that tipping is necessary.
Tom sessizce elbiselerini giydi ve ayak uçlarına basarak odadan çıktı.
- Tom slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.
Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.
- Tom closed the door quietly and tiptoed into the room.
Suyun üstünde gördüğün şey sadece buz dağının tepesi.
- What you see above the water is just the tip of the iceberg.
O sadece buz dağının tepesi.
- That's only the tip of the iceberg.
Bu makale, kelime hazinesini artırmak isteyenler için öneriler içerir.
- This article contains tips for those who are eager to increase their vocabulary.
Bu tavsiyeler hayatını kurtarabilir.
- These tips may save your life.
Japonya'da bahşiş vermek uygun değildir.
- It's not appropriate to give tips in Japan.
Onlara bahşiş vermek istemiyoruz.
- We don't want to tip them.
Aşağıdaki ipuçları yardım edebilir.
- The following tips can help.
O muhabirlerine sosyal davranış ipuçları verdi.
- She gave her reporters social deportment tips.
When he woke up, about half an hour after, he called it to him again, but Dash only looked sheepish and wagged the tip of his tail.
A half crown tip put the deputy's knowledge at my disposal, and I learned that Mr. Bloxam had left for his work at five o'clock that morning.
I thinke he thinkes vpon the sauage bull: / Tush, feare not man, wee'll tip thy hornes with gold, / And all Europa shall reioyce at thee .
I tip my 40 to your memory.
the brief suspended agony of the boat, as it would tip for an instant on the knife-like edge of the sharper waves, that almost seemed threatening to cut it in two .
Computer collectibles saved from the tip.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
I can't stand those goody-goody types.
- Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
Tom is the type of person who always smiles.
- Tom her zaman gülümseyen bir tiptir.
Ken is not the type of person who loses his temper easily.
- Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
What sort of people hang out at a place like this?
- Bu tip yerlere ne tip insanlar takılırlar?
What sort of person would do that kind of thing?
- O tür şeyi ne tip insan yapardı?
This type of person isn't interesting.
- Bu tip insan, ilgi çekici değildir.
I read all kinds of books.
- Her tip kitabı okurum.
I've seen this kind of thing before.
- Daha önce bu tip bir şey gördüm.
He's the type of guy who doesn't take women very seriously.
- O, kadınları ciddiye almayan adam tipidir.
He is not the sort of guy who gives in easily.
- O, kolay pes eden bir tip değildir.
The entomologist could not find a specimen of the bug.
- Böcekbilimci böceğin tipini bulamadı.
... optimization tips. ...
... not just beauty tips, but fashion tips, or relationship ...