Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu.
- She didn't know the information till she met him.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- She worked from morning till night.
Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı.
- He did not repent of his idleness till he failed in the examination.
O oluncaya kadar onun hakkında endişelenmeyelim.
- Let's not worry about that till it happens.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
- Ask her to wait till I come.
Ben gelinceye kadar onlara beklemesini söyle.
- Ask them to wait till I come.
O zamana kadar ne yaparım?
- What do I do till then?
Dükkân ne zamana kadar açık?
- When is the store open till?
Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.
- The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
- He works on the farm from morning till night.
O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
- Wait till I count to ten.
Pull all the tills and lock them in the safe.
My count of my till was 30 dollars short.