Birçok eski araba direksiyon yerine yeke kullanırdı.
- Many early cars used a tiller instead of a steering wheel.
06:00 ya kadar başlayamam.
- I cannot start till six o'clock.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- She worked from morning till night.
Sınavda başarısız oluncaya kadar tembelliğinden pişman olmadı.
- He did not repent of his idleness till he failed in the examination.
Bir ebeveynin sevgisini kendimiz ebeveynler oluncaya kadar asla bilmeyiz.
- We never know the love of a parent till we become parents ourselves.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
- Ask her to wait till I come.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
- Ask him to wait till I come.
Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
- We'll just have to wait till then.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda till that time.
Çiftçi gün doğumunda kalktı ve gün batımına kadar çalıştı.
- The farmer rose at sunrise and worked till sunset.
Sabahtan akşama kadar çiftlikte çalışıyor.
- He works on the farm from morning till night.
O kadar sıcak bir geceydi ki gece yarısına dek uyuyamadım.
- It was such a hot night that I could not sleep till midnight.
Ben ona kadar sayıncaya dek bekleyin.
- Wait till I count to ten.
Pull all the tills and lock them in the safe.
My count of my till was 30 dollars short.