Konser için bilet alırken zorlandım.
- I had difficulty getting a ticket for the concert.
İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.
- I had great difficulty in finding my ticket at the station.
Polis Tom'a dikkatsiz sürüşü için trafik cezası kesti.
- The policeman gave Tom a ticket for reckless driving.
Tom bir trafik kanunu ihlal ettiği için bir trafik cezası aldı.
- Tom got a ticket for violating a traffic law.
Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.
- In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
İhlal edenler etiketlenecek.
- Violators will be ticketed.
Sami yemek fişini kaybetti.
- Sami lost his meal ticket.
Yemek fişlerini nasıl kullanırım?
- How do I use meal tickets?
I saw my first bike as my ticket to freedom.
Joe will be running on an anti-crime ticket.