Tom knows all the tricks of the trade.
- Tom ticaretin bütün hilelerini bilir.
President Jefferson did not want the trade ban to last long.
- Başkan Jefferson uzun sürecek ticaret yasağı istemiyordu.
Commerce led to the development of cities.
- Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
Electronic commerce began to spread rapidly.
- Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.
I'm in Boston on business.
- Ticaret amacıyla Boston'dayım.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
Did you know Tom was dealing drugs?
- Tom'un uyuşturucu ticareti yaptığını biliyor muydun?
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
A butcher deals in meat.
- Bir kasap et ticareti yapar.
He deals in furniture.
- O, mobilya ticareti yapar.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
Terrorists attacked the World Trade Center in New York City in 2001.
- Teröristler 2001 yılında New York'ta Dünya Ticaret Merkezi'ne saldırdı.
Pangolins are said to be the world's most trafficked mammal.
- Karıncayiyenlerin dünyada en çok ticareti yapılan memeli olduğu söyleniyor.