Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.
- The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi.
- The squirrel chewed through the power cable.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.
- A beam of sunlight came through the clouds.
Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
- We walked through thick bushes.
Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
- Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
- Languages are not carved in stone. Languages live through all of us.
İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm.
- I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.
O direkt gözyaşları ile cevap verdi.
- She answered through tears.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Ben sadece onu tamamen bitiremedim.
- I just couldn't go through with it.
Maruyama nehri Kinosaki'nin içinden akar.
- The Maruyama river flows through Kinosaki.
Paris'in içinden akan nehir, Seine'dir.
- The river which flows through Paris is the Seine.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.
- The two boys traveled throughout the land.
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
- Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
Sadece bunu baştan sona konuşalım.
- Let's just talk this through.
Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı.
- Tom caught Mary snooping through his stuff.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü.
- Tom walked back in through the door.
O, pencereden içeriye girdi.
- He came in through the window.
O, gece süresince çalıştı.
- He worked through the night.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
Köpek bütün gece boyunca havlamayı sürdürdü.
- The dog kept barking all through the night.
Vext the dim sea.