Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Adam Tom'a baktı, sonra sahne kapısından dışarı karanlık Londra caddesine doğru gözden kayboldu.
- The man looked at Tom, then vanished through the stage door out into the dark London street.
Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı.
- Tom caught Mary snooping through his stuff.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
Biz yoğun çalılıkların arasından yürüdük.
- We walked through thick bushes.
Tom kalabalığın arasından ite kalka yol açtı.
- Tom elbowed his way through the crowd.
Genetik mühendisliği sayesinde, mısır kendi böcek ilaçlarını üretir.
- Through genetic engineering, corn can produce its own pesticides.
Arkadaşlarımın iyi ofisleri sayesinde bir iş bulabildim.
- I was able to get a job through the good offices of my friend.
İspanya'dan Parise Pirene'leri bir uçtan bir uca yürüdüm.
- I hiked through the Pyrenees from Spain to Paris.
O direkt gözyaşları ile cevap verdi.
- She answered through tears.
O tamamen Amerikalıdır.
- He's American through and through.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Bir grup kentin içinden geçit açtı.
- A band led the parade through the city.
Nehir ormanın içinden kıvrılarak gitmektedir.
- The river winds through the forest.
Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
- The forest fire occurred through carelessness.
İki çocuk araziyi baştan başa dolaştı.
- The two boys traveled throughout the land.
Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı.
- Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
Sincap güç kablosunu baştan sona çiğnedi.
- The squirrel chewed through the power cable.
Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı.
- Tom caught Mary snooping through his stuff.
Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak.
- In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü.
- Tom walked back in through the door.
O, pencereden içeriye girdi.
- He came in through the window.
O, gece süresince çalıştı.
- He worked through the night.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Köpek bütün gece boyunca havlamayı sürdürdü.
- The dog kept barking all through the night.
Gerhard Schröder, II. Dünya Savaşı boyunca yaşamayan ilk şansölyedir.
- Gerhard Schroeder is the first German chancellor not to have lived through World War II.
Vext the dim sea.