threatening in appearance or demeanor

listen to the pronunciation of threatening in appearance or demeanor
Englisch - Türkisch

Definition von threatening in appearance or demeanor im Englisch Türkisch wörterbuch

fierce
{s} şiddetli

Şiddetli bir savaş daha başlamaya hazırdı. - Another fierce battle was ready to begin.

Monte Cassino'da şiddetli bir savaş oldu. - A fierce battle took place at Monte Cassino.

fierce
acımasız

Tom acımasız bir rakip. - Tom is a fierce competitor.

fierce
çok büyük
fierce
vahşi

Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar. - Savages fear the appearance of a fierce wild beast.

Vahşi bir köpek kıza saldırdı. - A fierce dog attacked the girl.

fierce
çok fazla
fierce
kızgın

Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar. - Savages fear the appearance of a fierce wild beast.

Tom bana kızgın bir görüntü verdi. - Tom gave me a fierce look.

fierce
argo çok berbat
fierce
şiddetli/azgın
fierce
{s} azgın

Bir muhabir, onun azgın bir bulldog köpeğine benzediğini söyledi. - One reporter said he looked like a fierce bulldog.

fierce
{s} kötü
fierce
sertlik
fierce
{s} azılı
fierce
{s} berbat
fierce
{s} sert

Yarışmanın oldukça sert olduğunu duydum. - I hear the competition is pretty fierce.

Şu şirketle sert bir yarış halindeyiz. - We are in a fierce competition with that company.

fierce
{s} ateşli

Yazar, Amerikan dış politikasının ateşli bir eleştirmenidir. - The author is a fierce critic of American foreign policy.

fierce
sert bir şekilde
fierce
vahşet
Englisch - Englisch
fierce
threatening in appearance or demeanor

    Silbentrennung

    threatening in ap·pear·ance or de·mean·or

    Türkische aussprache

    thretnîng în ıpîrıns ır dîminır

    Aussprache

    /ˈᴛʜretnəɴɢ ən əˈpərəns ər dəˈmēnər/ /ˈθrɛtnɪŋ ɪn əˈpɪrəns ɜr dɪˈmiːnɜr/
Favoriten