Sanırım Tom Fransızca konuşabilir. Hatalı olabilirim gerçi.
- I think Tom can speak French. I could be wrong, though.
Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi? Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay! Gerçekten mi? Eh, en azından benim için öyle. Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi
- I've got a bit of interest in learning French, but isn't it hard? Not at all. It's 100 times easier than English! Really? Well, at least to me it is. That's because you're native though
Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.
Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım.
- Though I am tired, I will work hard.
Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim.
- Though I had never met Jim, I could pick him out right away.
Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm.
- We thought we would write out the directions, in case you got lost.
Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı.
- He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt.
O diyette olsa da çikolatalı kek onu cezbetti.
- The chocolate cake tempted her even though she was dieting.
Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
- Though he was poor, he was nonetheless happy.
O, kötü havaya rağmen yine de geldi.
- She came even though the weather was bad.
Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
- Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
Öldükten sonra hiç organlarınızı bağışlamayı düşündünüz mü?
- Have you ever thought about donating your organs after you die?
Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
- She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.
Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
- I thought doing this would be easy, but we've been working all day and we're still not finished.
Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
- I know you think you understood what you thought I said, but I'm not sure you realized that what you heard is not what I meant.
Walk on through the wind, / Walk on through the rain, / Though your dreams be tossed and blown.
Man, it's hot in here. — Isn't it, though?.
... We do this other than just in English even though everyone ...
... Because I knew, even though it was going to take 10 minutes ...