Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Lütfen onu durdurur musun?
- Can you please stop that?
Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
- Tom stopped looking for the treasure and went back home.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccups?
Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı.
- Tom certainly made no attempt to stop the fight.
Tren durmadan önce, inmemelisin.
- You must not get off the train before it stops.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Tren o istasyonda durmaz.
- The train doesn't stop at that station.
Bu tren her istasyonda durur.
- This train stops at every station.