Bu kadar fazla yemek yiyemem.
- I can't eat this much food.
Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil.
- My place isn't usually this much of a mess.
Bu kadar çok yiyeceğe gerçekten ihtiyacımız var mı?
- Do we really need this much food?
Yüzmenin bu kadar çok eğlenceli olabileceğini bilmiyordum.
- I never knew swimming could be this much fun.
Kendimi bu kadar tanıyorum.
- I know that much myself.
Tom yarın burada olmayacak. Sana bu kadar çok garanti veriyorum.
- Tom won't be here tomorrow. I guarantee you that much.
... AOL, for example, started out as a very much closed system. ...
... basis they are much, much faster. ...