Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.
- This is the driest month of june since the thirties.
Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.
- This is the driest month of june since the thirties.
O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
- She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.
Ben otuzlu yaşlarda aptal yaşlı bir hizmetçiyim.
- I'm a stupid old maid in my thirties.
On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, hundred.
White ailesi Tokyo'ya on otuzda varacak.
- The White family will arrive in Tokyo at ten thirty.
O otuzdan aşağı olamaz.
- He can't be under thirty.
He looked to be in his thirties.