O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.
Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.
- These structures would rarely, if ever, occur in spoken English.
Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin?
- Can you obtain this rare book for me?
O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.