Başka birini düşünmek zorunda kalacağız.
- We'll have to think of someone else.
Çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünmek zorundayız.
- We must think of our children and grand-children.
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
- I just don't want to have people thinking I'm weak.
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
Yeni öğretmen hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new teacher?
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Tom'un yaratıcı düşüncesi Mary'nin örgütsel yeteneklerini güzelce tamamladı.
- Tom's creative thinking nicely complemented Mary's organizational talents.
Onun düşünce biçimi biraz aşırı.
- His way of thinking is a bit extreme.
Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.
- I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.
Tom para hakkında düşünerek çok zaman harcamaz.
- Tom doesn't spend much time thinking about money.
Ben onun güvenilir bir adam olduğunu düşünerek yanıldım.
- I was mistaken in thinking that he was a trustworthy man.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.
- I can not hear that song without thinking of my high school days.
Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.
- I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea.
Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı.
- Those ideas are alien to our way of thinking.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
... I met a couple in Appleton, Wisconsin, and they said, we're thinking of dropping our ...
... resource, which is ultimately the thinking of the company. ...