there pronounced weak or strong for meanings

listen to the pronunciation of there pronounced weak or strong for meanings
Englisch - Türkisch

Definition von there pronounced weak or strong for meanings im Englisch Türkisch wörterbuch

there
oraya

Bu yol sizi oraya götürür. - This road leads you there.

Oraya nasıl gideceğimi söyleyebilir misin? - Could you tell me how to get there?

there
orada

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

Onlar orada garip bir hayvan gördü. - They saw a strange animal there.

there
şurada

Parkta kuşlar burada şurada ötüyorlar. - Birds are singing here and there in the park.

Şurada gazete okuyan adam benim dayım. - The man reading a paper over there is my uncle.

there
There is still time
there
o yer

O yerde birçok insan kalıntısı vardı. - There were a lot of human remains in that place.

there
ünlem orada
there
var

Masanın üzerinde bir kedi var. - There's a cat on the table.

Duvarda bir saat var. - There is a clock on the wall.

there
İşte ...: There
there
o konuda

Üzgünüm ama o konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. - I'm sorry, but there's nothing I can do about it.

O konuda hiç şüphe yok. - There's no mistaking about that.

there
ünlem İşte Alsana Gördün mü? Bu kelime be fiilinden önce gelince varlık belirtir ve özne fiilden sonra gelir
there
oradaki

O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır. - He is older than the boy who is over there.

Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı. - That boy over there will be Tom's brother.

there
işte!

Her işte bir ölçüde stres vardır. - There's a degree of stress in every job.

Bu işte bir bit yeniği var. - There's something fishy going on.

there
oralarda

Hemen sahilin oralarda beğeneceğini düşündüğüm gerçekten iyi bir lokanta var. - There is a really good restaurant just off the beach that I think you'd enjoy.

Oralarda bir yerde bir zımba göremiyor musun? - Can't you see a stapler somewhere around there?

there
{ü} gördün mü

Orada ne olduğunu gördün mü? - Did you see what happened out there?

Orada birini gördün mü? - Did you see anybody there?

there
orayı

Unzen dağı öylesine güzel bir yer ki birçok insan orayı ziyaret eder. - Mt. Unzen is such a nice place that many people visit there.

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

Englisch - Englisch
there
there pronounced weak or strong for meanings

    Silbentrennung

    there pro·nounced weak or strong for meanings

    Türkische aussprache

    dher prınaunst wik ır strông fôr minîngz

    Aussprache

    /ˈᴛʜer prəˈnounst ˈwēk ər ˈstrôɴɢ ˈfôr ˈmēnəɴɢz/ /ˈðɛr prəˈnaʊnst ˈwiːk ɜr ˈstrɔːŋ ˈfɔːr ˈmiːnɪŋz/
Favoriten