Bazı insanlar Shakespeare'e atfedilen eserlerin başka biri tarafından yazılmış olduğunu düşünür.
- Some people think that the works attributed to Shakespeare were written by somebody else.
Van Gogh'un eserlerini taklit etti.
- He imitated the works of Van Gogh.
O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
- It works exactly as advertised.
Atölyesinde bir tablo yapıyor.
- He's making a table in his workshop.
Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.
- The difference is this: he works harder than you.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
- He works in the planning section.
Tom'un eserlerde çok sayıda projesi var.
- Tom has a lot of projects in the works.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
- My father works for a factory.
Benim babam bir fabrikada çalışır.
- My father works in a factory.
Bu, telif hakkı ile korunan bir materyalin çevirisiydi, bu yüzden telif hakkı sahiplerinin türetilmiş çalışmaları kontrol etme hakkı olduğu için onu iptal ettim.
- This was a translation of copyrighted material, so I deleted it since copyright owners have the right to control derivative works.
Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.
- This book is one of the poet's best works.
Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var.
- We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.
O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor.
- He works for a plumbing company.
Tom'un bodrumunda bir atölyesi var.
- Tom has a workshop in his basement.
Boş eller internetin atölyesidir.
- Idle hands are the Internet's workshop.
Ben işlerin kontrolünü aldım.
- I got control of the works.
Birisi işleri baltaladı.
- Someone's put a spanner in the works.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.
- Tom is not a lazy boy. As a matter of fact, he works hard.
His works displayed his righteousness.
A stray wrench can really gum up the works.
The steel works almost fills the valley.
I'll have a Behemoth Burger with the works.
... So it works both ways. ...
... OBAMA: Secretary Clinton has done an extraordinary job. But she works for me. I'm the president ...