Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.
- It's all about sentences. Not words.
Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
- 80% of all English words come from other languages.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
- 80% of all English words come from other languages.
Birisi kötü kelimeler söylememeli.
- One should not say bad words.
Bu kelimeleri silginle sil.
- Rub out these words with your eraser.
Tom'un ettiği laflar kendi ayağına dolandı.
- Tom's words came back to bite him.
O, lafla peynir gemisi yürümeyeceğini kanıtladı.
- He proved that actions speak louder than words.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
Diğer bir deyişle, doğal bir sıcaklık olmadığı sürece, güvenilirlik mümkün değildir.
- In other words, reliability is impossible unless there is a natural warmth.
Words have a longer life than deeds. – Pindar, Greek poet.
They had words at the bar, but I don't know what about.
... number of children per woman is about 2.5 or 2.6. In other words, billions of people ...
... So we find the words on the page, know what language ...