O, dokuz yardın tamamını satın aldı.
- He bought the whole nine yards.
Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.
- The patrol cars cover the whole of the area.
Her cumartesi bütün evi temizleriz.
- Every Saturday we clean the whole house.
Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
- Tom spent the whole day reading in bed.