Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Bu tartışma titiz ve tutarlı ama sonuçta inandırıcı.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.
Eğitimin nihai amacı nedir?
- What is the ultimate purpose of education?
Nihai amacımız dünya barışını kurmaktır.
- Our ultimate goal is to establish world peace.
Onun Noodliness'i, Uçan Spagetti Canavarı evrende nihai gerçektir.
- His Noodliness, the Flying Spaghetti Monster is the ultimate truth in the universe.
Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.
- So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.
Tartışma şiddetli ve ahenkli ama sonuçta inandırıcı değil.
- The argument is rigorous and coherent but ultimately unconvincing.
Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.
- Such considerations ultimately had no effect on their final decision.
Tom en yüksek fiyatı ödedi.
- Tom paid the ultimate price.
Hepaticology, outside the temperate parts of the Northern Hemisphere, still lies deep in the shadow cast by that ultimate closet taxonomist, Franz Stephani—a ghost whose shadow falls over us all.
... did the seventeenth century its ultimate the first want to build a monster with ...
... fame," that was never the ultimate goal of any of this. ...