O, lisesi ile gurur duyuyor.
- She takes pride in her high school.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
- Hey, I may have no money, but I still have my pride.
O gururlu ve kibirli.
- He's prideful and arrogant.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
- I live in Belarus and I take pride in this fact.
Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.
- She prides herself on her skill in cooking.