Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
O koşulları kabul eder misin?
- Would you accept those terms?
Tom'la aranız iyi mi?
- Are you on good terms with Tom?
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... and not act in terms of short-term political interest. ...
... engineers have defined the problem entirely in terms of duration ...