the term used by active members in a sorority when referring to each other

listen to the pronunciation of the term used by active members in a sorority when referring to each other
Englisch - Türkisch

Definition von the term used by active members in a sorority when referring to each other im Englisch Türkisch wörterbuch

sister
{i} abla

O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir. - Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother.

Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder. - I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal.

sister
kız kardeş

Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti. - Yesterday my sister went to Kobe.

Bunlar benim kız kardeşimin dergileri. - These are my sister's magazines.

sister
{i} kardeş

O benim kız kardeşimi oyuncaklarından etti. - He deprived my little sister of all her toys.

Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti. - Yesterday my sister went to Kobe.

sister
yenge

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti. - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

Babanın ya da annenin kız kardeşi senin yengendir. - The sister of your father or mother is your aunt.

sister
{i} hemşire

Hemşire, bu hastayı gözünüzün önünden ayırmayın. - Sister, don't let this patient out of your sight.

Kız kardeşim hemşiredir. - My sister is a nurse.

sister
bacı
sister
kızkardeş gibi

Mary ve ben kızkardeş gibiyiz. - Mary and I are like sisters.

O benim için bir kızkardeş gibi. - She is like a sister to me.

sister
simil
sister
hastabakıcı
sister
hemcins
sister
half sister üvey kızkardeş lay sister rahibe namzedi
sister
sisterly s
sister
baldız

Fadıl'ın baldızı ile bir ilişkisi vardı. - Fadil had an affair with his sister-in-law.

Linda Dan'ın baldızı. - Linda is Dan's sister-in-law.

sister
{i} rahibe

O bir rahibe oldu, o Rahibe Teresa adını aldı. - When she became a nun, she took the name Sister Teresa.

Tom'un kızkardeşi bir rahibe. - Tom's sister is a nun.

sister
{i} kızkardeş

Kızkardeşini görmek istiyorum. - I want to see your sister.

Sen ve kızkardeşin yakın mısınız? - Are you and your sister close?

sister
sisterinlawgörümce
sister
kardeş aynı cinsten olan kimse veya şey
Englisch - Englisch
sister
the term used by active members in a sorority when referring to each other

    Silbentrennung

    the term used by ac·tive members in a so·ro·ri·ty when re·fer·ring to each oth·er

    Türkische aussprache

    dhi tırm yuzd bay äktîv membırz în ı sırôrıti hwen rîfırîng tı iç ʌdhır

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈtərm ˈyo͞ozd ˈbī ˈaktəv ˈmembərz ən ə sərˈôrətē ˈhwen rəˈfərəɴɢ tə ˈēʧ ˈəᴛʜər/ /ðiː ˈtɜrm ˈjuːzd ˈbaɪ ˈæktɪv ˈmɛmbɜrz ɪn ə sɜrˈɔːrətiː ˈhwɛn rɪˈfɜrɪŋ tə ˈiːʧ ˈʌðɜr/
Favoriten