1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
Radyoaktivite, kimyasal bir terimdir.
- 'Radioactivity' is a chemistry term.
İkinci dönem dün sona erdi.
- The second term came to an end yesterday.
Benim yarına kadar dönem ödevimi bitirmem imkansızdır.
- It is impossible for me to finish my term paper by tomorrow.
Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
- I suppose it's different when you think about it over the long term.
Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
- The president's term lasts four years.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Biz otobüs terminalinde kazara onlarla karşılaştık.
- We met them by accident at the bus terminal.
İdrar şişesi ile tuvalete gidecek birisine yardımcı olmak için teknik terminoloji nedir?
- What's the technical terminology for assisting someone to go to the toilet with a urine bottle?
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
Sözleşme şartlarına göre, ödemenizin vadesi 31 Mayısta idi.
- According to the terms of the contract, your payment was due on May 31st.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Senin uzun vadeli planların nedir?
- What are your long term plans?
Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
- The short term contract employees were dismissed without notice.
terms and conditions.
near-term, mid-term and long-term goals.
All of these terms cancel out.
... it's not for lack of trying and we're going to get it done in a second term. But, ...
... NGOs can have the long-term company with affected people. ...