Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum.
- I know you have reason to doubt me.
Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
Ondan şüphelenmek için bir nedenim var.
- I have a reason to doubt that.
Tom'un Mary'den şüphelenmek için birkaç nedeni vardı.
- Tom had few reasons to doubt Mary.
Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come to my birthday party.
Bob'ın zamanında gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come on time.
Ben anadil olarak konuşan birinin bunu o şekilde söyleyeceğinden şüpheliyim.
- I doubt a native speaker would say it that way.
Tom'un işi yapmak için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilip konuşamadığı şüpheli.
- It's doubtful whether Tom can speak French well enough to do the job.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
Avukat onun masumiyetinden şüphe etti.
- The lawyer doubted his innocence.
Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.
- Sure enough, he entertained doubts.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.