the state of being pleasing; a suiting

listen to the pronunciation of the state of being pleasing; a suiting
Englisch - Türkisch

Definition von the state of being pleasing; a suiting im Englisch Türkisch wörterbuch

liking
{i} hoşlanma

Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onlar birbiriyle görüşmeye başladı. - Fred took a liking to Jane and they started seeing each other.

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir? - What's the difference between liking and loving someone?

liking
{i} beğeni

Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır. - She has a great liking for rich foods.

liking
hoşlanarak
liking
sempati
liking
(for ile) sevme
liking
düşkünlük
liking
{f} hoşlan

Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir? - What's the difference between liking and loving someone?

Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri. - Mary's boss is a bit too tactile for her liking.

liking
{i} zevk

O bana tamamen zevkime uygun bir kravat verdi. - She gave me a necktie which was completely to my liking.

liking
sev/iste/beğen
liking
{i} meyil
liking
{i} sevme

Hiç kimsenin beni sevmemesine alışkınım. - I'm used to no-one liking me.

Onunla karşılaşır karşılaşmaz, onu sevmeye başladım. - I started liking Mary as soon as I met her.

liking
alâka
liking
{i} sevgi
liking
{i} ilgi
liking
{i} ilgi; eğilim
liking
for ile sevme
liking
{i} hoşlanma, sevme; beğenme
Englisch - Englisch
liking
state of being
Regarding a person's physical condition
state of being
As opposed to mental condition (state of mind), the overall physical condition of a person
the state of being pleasing; a suiting
Favoriten