the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object

listen to the pronunciation of the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object
Englisch - Türkisch

Definition von the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object im Englisch Türkisch wörterbuch

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing it for you.

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing this for you.

doing
{i}

Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim. - I postponed doing my housework for a few hours.

Hastalık onun işini yapmasını engelledi. - Illness prevented him from doing his work.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor. - Today I just feel like staying at home and doing nothing.

Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır. - The great pleasure in life is doing what people say you cannot do.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
doing
yaparak

Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum. - I want to spend more time doing things that matter.

O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir. - She spends over a third of her time doing paperwork.

Englisch - Englisch
doing
the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object

    Silbentrennung

    the sound made by an e·las·tic ob·ject when struck by or strik·ing a hard ob·ject

    Türkische aussprache

    dhi saund meyd bay ın îlästîk ıbcekt hwen strʌk bay ır straykîng ı härd ıbcekt

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈsound ˈmād ˈbī ən əˈlastək əbˈʤekt ˈhwen ˈstrək ˈbī ər ˈstrīkəɴɢ ə ˈhärd əbˈʤekt/ /ðiː ˈsaʊnd ˈmeɪd ˈbaɪ ən ɪˈlæstɪk əbˈʤɛkt ˈhwɛn ˈstrʌk ˈbaɪ ɜr ˈstraɪkɪŋ ə ˈhɑːrd əbˈʤɛkt/
Favoriten