Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing this for you.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Hastalık onun işini yapmasını engelledi.
- Illness prevented him from doing his work.
Bu senin kendi faaliyetin.
- This is your own doing.
Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır.
- The great pleasure in life is doing what people say you cannot do.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Zamanınızın çoğunu ne yaparak geçirirsiniz?
- What do you spend most of your time doing?
Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar?
- What do nurses spend most of their time doing?