Bunu senin için yapıyorum.
- I'm doing it for you.
Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
- Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
İhracat işi iyi yapılmıyor.
- The export business isn't doing well.
Hastalık onun işini yapmasını engelledi.
- Illness prevented him from doing his work.
Bu senin kendi faaliyetin.
- This is your own doing.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Tom'u rahatsız eden şeyleri yapmayı durdurmalısın.
- You need to stop doing things that bother Tom.
Zamanınızın çoğunu ne yaparak geçirirsiniz?
- What do you spend most of your time doing?
Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum.
- I want to spend more time doing things that matter.