the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object

listen to the pronunciation of the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object
Englisch - Türkisch

Definition von the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object im Englisch Türkisch wörterbuch

doing
{i} yapılan iş
doing
{i} zımbırtı
doing
{i} meydana getirme
doing
{f} yap

Bunu senin için yapıyorum. - I'm doing this for you.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli. - Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

doing
{i}

İhracat işi iyi yapılmıyor. - The export business isn't doing well.

Hastalık onun işini yapmasını engelledi. - Illness prevented him from doing his work.

doing
birisinin yaptığı iş
doing
{i} faaliyet

Bu senin kendi faaliyetin. - This is your own doing.

doing
{i} şey

Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır. - The great pleasure in life is doing what people say you cannot do.

Tom'u rahatsız eden şeyleri yapmayı durdurmalısın. - You need to stop doing things that bother Tom.

doing
(birisinin yaptığı) iş
doing
sıkı çalışma
doing
yaparak

Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin? - What activity do you spend most of your time doing?

Hemşireler zamanlarının çoğunu ne yaparak harcarlar? - What do nurses spend most of their time doing?

Englisch - Englisch
doing
the sound made by an elastic object when struck by or striking a hard object

    Silbentrennung

    the sound made by an e·las·tic ob·ject when struck by or strik·ing a hard ob·ject

    Türkische aussprache

    dhi saund meyd bay ın îlästîk ıbcekt hwen strʌk bay ır straykîng ı härd ıbcekt

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈsound ˈmād ˈbī ən əˈlastək əbˈʤekt ˈhwen ˈstrək ˈbī ər ˈstrīkəɴɢ ə ˈhärd əbˈʤekt/ /ðiː ˈsaʊnd ˈmeɪd ˈbaɪ ən ɪˈlæstɪk əbˈʤɛkt ˈhwɛn ˈstrʌk ˈbaɪ ɜr ˈstraɪkɪŋ ə ˈhɑːrd əbˈʤɛkt/
Favoriten