Bir bebeğin poposu kadar pürüzsüz.
- It's as smooth as a baby's bottom.
Bu yumuşak ve pürüzsüzdür.
- This feels soft and smooth.
Açılış konuşması düzgünce gitti.
- The opening statement went smoothly.
Her şey düzgünce giderse günde iki ya da üç parça yapabilirim.
- If all goes smoothly, I can make two or three pieces a day.
Açılış konuşması düzgünce gitti.
- The opening statement went smoothly.
Bunun düzgünce gideceğini düşünüyorum.
- I think that will go smoothly.
Tom yumuşak bir konuşmacıdır.
- Tom is a smooth talker.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
- The sea looks calm and smooth.
Duvar mükemmel ve geçilemez gibi görünüyordu.
- The wall appeared to be smooth and impenetrable.
Teleskobun aynasının mükemmel biçimde pürüzsüz olması gerek.
- The telescope's mirror needs to be perfectly smooth.
Roket sorunsuzca yükseldi.
- The rocket went up smoothly.
Onun işi sorunsuz gidiyordu.
- Her work was going smoothly.
Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
- This zipper doesn't zip smoothly.
Onun yumuşak konuşmasıyla kolaylıkla içeri alındım.
- I was easily taken in by his smooth talk.
Ayaklarımın arkasını yumuşatmak için ponza taşı ile ovarım.
- I rub with pumice, in order to smooth the back of my feet.
Deniz sakin ve yumuşak görünüyor.
- The sea looks calm and smooth.
... make the experience really smooth since snappy. ...
... smooth, fluid experience. ...