İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.
- So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.
İblisin ruhu yeniden canlanıyor.
- The spirit of Satan reawakens.
Ben ruhen sizinle birlikte olacağım.
- I'll be with you in spirit.
Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.
- Body and spirit are twins: God only knows which is which.
İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.
- People's opinions depend on the spirit of the times.
İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
- After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.
- The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather.
Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.
Asla cesaretimi kırmayacaksın.
- You'll never break my spirit.