the sense of receiving sounds, a trial

listen to the pronunciation of the sense of receiving sounds, a trial
Englisch - Türkisch

Definition von the sense of receiving sounds, a trial im Englisch Türkisch wörterbuch

hearing
duruşma

Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor. - A preliminary hearing is scheduled for October 20th.

Bu bir yargılama değil bir duruşmadır. - This is a hearing, not a trial.

hearing
{i} işitme

Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı. - After the initial shock of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.

Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim. - I paid twenty thousand yen for this hearing aid.

hearing
{i} oturum
hearing
{i} huk. celse, duruşma, oturum
hearing
(Arılık) toplantı
hearing
işitme alanı
hearing
{f} işit

Tom işitme cihazı olmadan neredeyse duyamıyor. - Tom can hardly hear without his hearing aid.

Bip sesini işittikten sonra mesajınızı bırakın. - Leave your message after hearing the beep.

hearing
işitme duyusu

Çocukların keskin bir işitme duyusu var. - The kid has a keen sense of hearing.

Kör bir insanın işitme duyusu genellikle çok keskindir. - A blind person's hearing is often very acute.

hearing
kendi durumunu çevreye duyurma
the sense of
duygusu
hearing
işitme cihazı

Ben bu işitme cihazı için 20.000 yen ödedim. - I paid twenty thousand yen for this hearing aid.

Tom işitme cihazı olmadan neredeyse duyamıyor. - Tom can hardly hear without his hearing aid.

hearing
{i} açıklama
hearing
{i} soruşturma
hearing
{i} savunma
hearing
hard of hearing ağır işiten
hearing
{i} söz hakkı
hearing
(Tıp) İşitme (kabiliyeti)
hearing
duruşma/duyma
hearing
{i} görüşme
Englisch - Englisch
{n} hearing
the sense of receiving sounds, a trial
Favoriten