O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Sen bir kan verici olamazsın.
- You cannot be a blood donor.
Kan bağışında bulunmadım.
- I didn't donate blood.
Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
- There is an urgent need for blood donations.
Tom'a kan nakli yapıldı.
- Tom was given a blood transfusion.
Daha fazla kan dökmek istemedim.
- I didn't expect more bloodshed.
Sadece herhangi bir kan dökme olmasını istemiyorum.
- I just don't want there to be any bloodshed.
Look at a leaf. On it are many little raised lines which reach out to all parts of the leaf and back to the stem and twig. These are veins, full of the tree's blood. It is white and looks very much like water;.