the quantity of liquid contained in such a vessel

listen to the pronunciation of the quantity of liquid contained in such a vessel
Englisch - Türkisch

Definition von the quantity of liquid contained in such a vessel im Englisch Türkisch wörterbuch

glass
{i} kadeh

Tom Mary'ye bir kadeh uzattı. - Tom handed Mary a glass.

Tom kendisine şişeden bir kadeh daha şarap koydu. - Tom poured himself another glass of wine from the bottle.

glass
{i} cam

Bira şişeleri camdan yapılır. - Beer bottles are made of glass.

Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır? - Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?

glass
{i} bardak

Bir bardak beyaz şarap alabilir miyim? - Could I have a glass of white wine?

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

glass
cam eşya
glass
camdan yapılmış

Bir plastik bardak gerçek camdan yapılmış olanından daha iyidir. - A plastic glass is better than one made of real glass.

Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı. - His castle was made of broken glass.

glass
(Argo) met

Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir. - A mirror can be made out of metal or glass.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha. - There are four trash cans in the school: one for paper, one for plastic, and two more for glass and metal.

glass
(Gıda) cam kadeh
glass
(Askeri) cam levha
glass
cama ait
glass
coğ
glass
(isim) büyüteç, cam, bardak, ayna, kadeh, mercek, gözlük camı, sırça
glass
{f} cam takmak, camlamak
glass
{f} cam gibi yapmak
glass
(fiil) cam takmak, cam gibi yapmak, cam kaba koymak
glass
gIass blower cam ve şişe imal eden kimse
glass
(Askeri) CAM LEVHA (HV.): Foküs düzeyinde ışıklama esnasında filimin üzerine bastırıldığı bir cam levha
glass
{i} ayna

Bir ayna metaldan ya da camdan yapılabilir. - A mirror can be made out of metal or glass.

Aynanın altında iki gözlük vardı. - There were two glasses under the mirror.

glass
cam elyafından bir çeşit kumaş
glass
adese glasses i
glass
(İnşaat) cam, bardak, gözlük
Englisch - Englisch
glass
the quantity of liquid contained in such a vessel

    Silbentrennung

    the quan·ti·ty of liq·uid con·tained in such a ves·sel

    Türkische aussprache

    dhi kwäntıti ıv lîkwıd kınteynd în sʌç ı vesıl

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈkwäntətē əv ˈləkwəd kənˈtānd ən ˈsəʧ ə ˈvesəl/ /ðiː ˈkwɑːntətiː əv ˈlɪkwəd kənˈteɪnd ɪn ˈsʌʧ ə ˈvɛsəl/
Favoriten