the quantity contained in a bucket

listen to the pronunciation of the quantity contained in a bucket
Englisch - Türkisch

Definition von the quantity contained in a bucket im Englisch Türkisch wörterbuch

bucket
kova

Tom kovayı soğuk su ile doldurdu. - Tom filled the bucket with cold water.

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

bucket
(Askeri) mastalya
bucket
(Spor) çember
bucket
bakraç
bucket
(down ile) şakır şakır yağmur yağmak
bucket
bucket seat çanak biçiminde koltuk
bucket
{f} bardaktan boşanırcasına yağmak
bucket
{f} kovayla taşımak
bucket
{f} dörtnala koşturmak
bucket
(İnşaat) kova, kepçe
bucket
bucket çok yağ/in
bucket
{i} tulumba pistonu
bucket
bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
bucket
meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
bucket
ölmek bucketfulbir kova dolusu
bucket
kova,v.kova ile çek: n.kova
bucket
biriktirme yeri
Englisch - Englisch
bucketful
bucket
the quantity contained in a bucket

    Silbentrennung

    the quan·ti·ty con·tained in a buck·et

    Türkische aussprache

    dhi kwäntıti kınteynd în ı bʌkıt

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈkwäntətē kənˈtānd ən ə ˈbəkət/ /ðiː ˈkwɑːntətiː kənˈteɪnd ɪn ə ˈbʌkət/
Favoriten