Becerisine güveniyor.
- He has confidence in his ability.
Sosyal medya gençlerin sözel iletişim becerilerini kısıtlıyor olabilir.
- Social media may be inhibiting the ability of young people to communicate verbally.
Biz onun yetenekli bir adam olduğunu kabul ediyoruz.
- We admit that he is a man of ability.
Yetenek farkını onlara gösterdim.
- I showed them the difference of ability.
Tom kesinlikle patron olma kabiliyetine sahip.
- Tom definitely has the ability to be the boss.
Herkes kendi kabiliyetine göre çalıştı.
- Everyone worked according to one's ability.
Zayıflığı gösterme yeteneği bir güçtür.
- The ability to show weakness is a strength.
This wood has the ability to fight off insects, fungus, and mold for a considerable time.