İltica talebinde bulundum.
- I've requested asylum.
Onlar körler için barınak inşa ettiler.
- They built an asylum for the blind.
Elçilik, yabancı mültecilere siyasi sığınmayı reddetti.
- The embassy denied political asylum to foreign refugees.
Atalarım siyasi sığınma bulmayı ümit etmişlerdi.
- My ancestors hoped to find political asylum.
Tom sığınma için başvurdu.
- Tom applied for asylum.