O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
- He enjoyed reading detective stories.
Amerikan romanları okumayı severim.
- I like reading American novels.
Bu kitap okumaya değer.
- This book is worth reading.
Bu kitap okumaya değer.
- This is a book worth reading.
Dün gece yatakta kitap okurken, ışık açıkken uykuya dalmışım.
- While I was reading in bed last night, I fell asleep with the light on.
New York Times'ı okuyorum.
- I'm reading the New York Times.
Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.
- I plan to try reading some other books.
Onların arabalarında önce Irak sonra Fransa diye okunan çıkartmalar vardı.
- They had stickers on their cars reading: First Iraq then France.