İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
- The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
Kanada'da suç oranı düşüyor.
- The crime rate is decreasing in Canada.
Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer.
- The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.
Bunu nasıl değerlendirirdin?
- How would you rate that?
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
- I'm amazed by the rate at which industries grow.
Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı.
- His synchronizing rate left nothing to be desired.
Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor.
- He lends money at a high rate of interest.
He asked quite a rate to take me to the airport.