Hiç kimse seçime karşı çıkmadı.
- No one opposed the choice.
Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu.
- He had no choice but to give up school because of poverty.
Sana bir seçme hakkı veriyoruz.
- We're giving you a choice.
Bana bu konuda seçme hakkı bırakmıyorsun.
- You leave me no choice in the matter.
Test çoktan seçmeliydi.
- The test was multiple choice.
Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
- Everyone has the right to work, to free choice of employment, to just and favourable conditions of work and to protection against unemployment.