the positive degree or form

listen to the pronunciation of the positive degree or form
Englisch - Türkisch

Definition von the positive degree or form im Englisch Türkisch wörterbuch

positive
pozitif

Tom Mary'nin hatalı olduğu hakkında pozitif. - Tom is positive that Mary is wrong.

Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüke sahiptir ve nötronların yükü yoktur. - Protons have a positive charge, electrons have a negative charge, and neutrons have no charge.

positive
faydalı
positive
(Matematik) artı nicelik
positive
zait
positive
(Matematik) sıfırdan büyük nicelik
positive
hastalık belirtisi gösteren
positive
emin

Onun bitirdiğinden eminim. - I am positive that he has finished.

Tom Mary'nin sahip olduğu kameranın onunki olduğundan emindi ama değildi. - Tom was positive that the camera Mary had was his, but it wasn't.

positive
(isim) pozitif, olumlu derece, kesin şey, pozitif görüntü (film)
positive
elek

Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür. - A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.

Pozitif atom çekirdekleri negatif elektronları çeker. - Positive atomic nuclei attract negative electrons.

positive
olumlu, artı
positive
{s} tam
positive
foto
positive
{s} mutlâk
positive
{s} belirgin
positive
sarih
positive
{s} kesin, mutlak: positive proof kesin delil
positive
vazıh
positive
{s} dogmatik
positive
{s} gerçek: a positive
Englisch - Englisch
positive
the positive degree or form

    Silbentrennung

    the pos·i·tive de·gree or form

    Türkische aussprache

    dhi päzıtîv dîgri ır fôrm

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈpäzətəv dəˈgrē ər ˈfôrm/ /ðiː ˈpɑːzətɪv dɪˈɡriː ɜr ˈfɔːrm/
Favoriten