the position of a contestant in a competition

listen to the pronunciation of the position of a contestant in a competition
Englisch - Türkisch

Definition von the position of a contestant in a competition im Englisch Türkisch wörterbuch

place
{i} yer

Kendini benim yerime koy. - Put yourself in my place.

Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler. - They set the time and place of the wedding.

place
{i} ev
place
{f} görevlendirmek
place
{i} sorumluluk
place
place card davetlilerin sofradaki yerlerini gösteren kart
place
place kick saha üzerin
place
atamak
place
tanımak
place
oturacak yer
place
çıkarmak

Beni bu yerden çıkarmak zorundasın. - You've got to get me out of this place.

place
vermek (para)
place
bırakmak
place
{i} statü
place
önem vermek
place
konum

Bana ne yapacağımı söylemek onun konumu değil. - It's not his place to tell me what to do.

place
saymak
place
yapılması gereken şey
place
{i}

Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor. - It seems that certain operations cannot take place.

Bu işlek bir yer gibi gözüküyor. - This seems to be a busy place.

place
yerleştir(mek)
place
küçük sokak veya meydan
Englisch - Englisch
place

We thought we would win but only ended up in fourth place.

the position of a contestant in a competition

    Silbentrennung

    the po·si·tion of a con·tes·tant in a com·pe·ti·tion

    Türkische aussprache

    dhi pızîşın ıv ı kıntestınt în ı kämpıtîşın

    Aussprache

    /ᴛʜē pəˈzəsʜən əv ə kənˈtestənt ən ə ˌkämpəˈtəsʜən/ /ðiː pəˈzɪʃən əv ə kənˈtɛstənt ɪn ə ˌkɑːmpəˈtɪʃən/
Favoriten