Halk Kasım ayında oy verdi.
- The people voted in November.
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
- The president of the republic is chosen by the people.
İngilizler becerikli bir millettirler.
- The English are a practical people.
Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
- Guns don't kill people. People kill people.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.
- The British people in general are extremely fond of their pets.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
- Jews are a people chosen by God.
Dünya aptal insanlarla dolu.
- The world is full of dumb people.
Dünyada birçok insan açtır.
- Many people in the world are hungry.
Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.
- The race was watched by a crowd of nearly a quarter of a million people.
Kalabalık bir insan grubu toplandı.
- A large crowd of people gathered.
Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür.
- His novels are popular among young people.
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
- People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
Belki birilerine sormalısın ve diğer insanların ne düşündüğünü anlamalısın.
- Maybe you should ask around and see what other people think.
İnsanları çikolatanın vanilya olduğuna ne kadar ikna etmeye çalışırsan çalış, o hala çikolata, kendini ve başka birilerini vanilya olduğuna ikna etmeyi becerebilsen de.
- No matter how much you try to convince people that chocolate is vanilla, it'll still be chocolate, even though you may manage to convince yourself and a few others that it's vanilla.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
- No one is sure how many people died.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
Herkes kibar insanları sever.
- Everybody likes polite people.
Sami insanları ellerinden gelenin en iyisini yapmaya itti.
- Sami pushed people to be their best.
Bazı insanlar suşiyi elleriyle yerler.
- Some people eat sushi with their hands.
He would not be alone, who all things can; / But peopled Heav'n with Angels, Earth with Man.
The ox knows its owner, and the ass its master's crib; but Israel does not know, my people does not understand.
Can I have one of my people get back to your people, Mr. President? She tried to slam the phone back into the base and failed.
My people lived through the Black Plague and the Thirty Years War.
/ As thick and numberless / As the gay motes that people the Sun Beams, /.
... SAL KHAN: Yeah, half these people don't even work here. ...
... And people need all kinds of different people. ...